9 Nisan 2009 Perşembe

Kağıt Uçak

Dün Meltem'in doğum günü nedeniyle yeni açılmış, EskiMeyhaneye gidip, meze, balık ve rakı içinde yüzünce, sabahın kör vaktindeki derse gitmek, üstüne bütün gün ofis işleri doğrusu çok çekilir değildi. Taki saat 15.00'teki Sivil Havacılık toplantısına kadar... Ne zaman diğer kampüse gitsem aynı şey oluyor işte. Belki hava'sından, kahvesinden, çayından, hocalarının bitmez enerjisinden belki de, küçük bir ihtimalle de uçakların arasında olmaktan sanırım. Ne kadar uyuzluk çökmüş olursa olsun üstüme heyecan kaplıyor yeniden hücrelerimi. Seviyorum uçma fikrini, uçmayı. Hem de çok.


Toplantı sonrası bahçedeki son çay molasında F4, Türk Yıldızları, Fransız akrobasi takımı, uçuş anıları, havacılık şenlikleri detayları arasında ne kadar zaman keyifle kaybolduğumuzu hatırlamıyorum bile. "izninizle biz artık dönelim" cümlesini söylerken üzülerek ayaklarımın beton zemine basmakta olduğunu farkettim. Bu baş döndürücü bahar günü ancak uçsaydık daha güzel olabilirdi. Bir kez daha şu sözü hatırladım. "Bu okul ilk kurulduğunda, kağıt uçağımız bile yoktu. Şimdi bir filomuz var." Anadolu Üniversitesi, Sivil Havacılık Yüksekokulu büyük bir hızla büyümeye devam ediyor. Artık havaalanımız da var. Birbirine kenetlenmiş, inanılmaz bir uyum içinde, büyük bir inançla çalışan, hayli yüksek enerjili, -içtenlikle- güler yüzlü personeli ile her geçen gün çok daha güzel projelere imza atıyorlar. Biz de yaydıkları o güzel enerjiye ortak olup, onlarla çalışmanın keyfini çıkarıyoruz.

Hiç yorum yok: