"arabayı durdur çabuk! bulutlar geçiyor" çığlıklarımıza dayanamayan alper çekti arabayı kenara, hayatına kattığımız heyecanlara şükrederek :)
soğuk ve yağışlı içanadolunun bozkırlarından sonra ılık bir hava karşıladı bizi egede. yazdan kalma günlerse bodrumda bekliyorlardı.
her ne kadar tezimi okumak ve üzerinde çalışmak için aldıysam da yanıma, tek okuduğum güzel bir romandı bodrumda. deniz sonrası teras manzarası eşliğinde. hala daha kimi sahneleri gün içinde gözümde canlanan romanın geri planında önemli bir dönem (Türkiye tarihi) anlatırılken önde Türk filmlerini aratmayan güzel bir aşk hikayesi dans etmekte...
bu mevsimde bodrumu daha çok seviyorum. sonbahar tüm varlığıyla kendini belli ederken yazın kavuran güneşi yok ortalarda, deniz saat aralıklarına sıkıştırılmadan tüm keyfiyle davetkar bekliyor, insan yığınları arasında şezlong, şemsiye kovalama derdi olmadan tatlı bir rehavetle geçiyor günler.
bahçedeki nar ağacı verandaya dahil olmuş bu yıl, bir tane narını atmış içeri diğerlerinin gölgesini...
özellikle kuzeyden ve bir şehirden gidince her nevi doğa olayı, doğal olan ne varsa yani bir mucize gibi geliyor. bulutlar, deniz, yıldızlar, rüzgarla gelen manolya kokusu, yağmur hepsi ayrı birer mucize.zaman sanki durmuş gibi, günlük hayatın koşturmasından kurtulunca sanırım yaşadığını hissediyor insan.
bu tatili yapabileyim diye ankaradaki işini gücünü ve herşeyden önemlisi biricik torununu bırakan sevgili annem ve nefis yemekleri bana eşlik etti rüya gibi geçen 7 günde.
yine bodrumda tatilini geçiren su geçirmez balıkla bir akşam buluştuk ve bodruma yakışır bir yemek yedik; rakı-balık. elindeki leş gibi peçeteye bakıp aldanmayın, mezelerin tamamına yakını, balığın yanakları ve rakı benimdi, ne de olsa bu defa araba bana ait değildi :)
dönüş yolu tahmin ettiğimizden daha keyifliydi aslında taki eve varıp, garaj kapısını açıp, meltemin ön camda dev bir örümcek farkmesine kadar... hareket halindeki arabanın ön camından arkaya doğru seri bir şekilde ilerleyen, 1 gün daha yaşasa örümcek adam kıvamına gelecek olan sevgili örümcek, tüm ısrarlarımıza yapma etme yazıktır günahtır dememize rağmen alper tarafından öldürüldü. arabadan inip hayretle cesedi inceledik. ölmüştü. tatilimiz son dakika adrenaliniyle sona ererken söylenerek bin parça eşyamızı asansöre taşıdık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder